Ekrem İmamoğlu ‘ndan Mülteci Tepkisi
İBB Genel Başkanı Ekrem İmamoğlu: “Mülteci Konusunda Hükümet Kötü Sınav Vermiştir.-2,5 Milyona Yakın Mülteci Var İstanbul’da.-Bugün 9 Bin Dolarlarda Kişi Başı Milli Geliri Konuşuyorsak, Bizim Suçumuz Var.”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Almanya’nın Düsseldorf kentinde, Avrupa Türk İş İnsanları ve Sanayicileri Derneği (ATİAD) üyeleriyle buluştu. Program kapsamında bir konuşma yapan İmamoğlu, mülteci sorununun Türkiye için büyümeye devam edeceğini belirterek, sadece İstanbul’da 2.5 Milyona yakın mülteci olduğunu kaydetti. İmamoğlu, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hükümeti, kötü sınav vermiştir. Meseleye bu seviyede tutarak, mültecilerin gelişini alkışlamış ve alkışlattırmıştır.” dedi.
İmamoğlu, konuşmasında şunları söyledi:
“Mülteci Meselesi Evrensel Bir Sorundur”
“Eurocities’in bir toplantısında, şunu söyledim, ‘Bakın; mülteci meselesini Avrupa’dan şöyle izlediğinizi görüyorum. ‘Türkiye, bu konuda duvar olsun. Oradan geçmesin de ne olursa olsun.’ Bir; insani değil mülteciler adına. İki; Türkiye, böyle bir ülke değil.
Mülteci meselesi, evrensel bir sorundur. Kaynağı açlık olabilir, susuzluk olabilir, iklim krizi olabilir. Daha kötüsü, savaş olabilir.
Böyle bir ortamda göç eden insanları, ‘Barışı nasıl oraya getirebiliriz’ ya da ‘Suyu nasıl oraya getirebiliriz’ ya da ‘Açlığı orada nasıl sona erdirebiliriz’ diye düşünmek zorunda olan ülkeler iken, ne yazık ki Türkiye’yi, ‘Şu kadar para verelim ve mültecileri orada tutun’ pazarlığı yapılan ülke haline getirdiniz. Ve bu konuda Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hükümeti, kötü sınav vermiştir. Meseleye bu seviyede tutarak, mültecilerin gelişini alkışlamış ve alkışlattırmıştır.
“İstanbul Nüfusunun Yüzde 17-18’i…”
2,5 milyona yakın mülteci var İstanbul‘da. Yani 10 senelik faturadan bahsediyoruz. 10 senede 2,5 milyon ne demek biliyor musunuz? 16 milyon resmi nüfusun neredeyse yüzde 17-18’i demek.
Böyle bir artış olamaz. Mülteciye de haksızlık, İstanbulluya da haksızlık. Ama tekrar söylüyorum; insanlık dışı tariflerle, şiddeti öne koyan anlayışla mülteci meselesini tariflemeye çalışanlara da karşıyım.
“Kaç Milyon Düzensiz Göçle Gelen İnsan Var Bilmiyoruz”
Artık ülkemizde kaç milyon düzensiz göçle gelen insan vardır, bilmiyoruz. Efendim, bunu şöyle tanımlayanlar var, ‘Bak onlar olmasaydı, tekstil sektöründe biz işçi bulamazdık, bilmem ne sektöründe işçi bulamayanlar var.’ Böyle bir tarif olabilir mi?
Nasıl Almanya anlaşmayla Türkiye‘den, Yunanistan‘dan, başka ülkelerden iş gücü talebinde bulundu; sen de gidersin, iş gücü talebinde bulunursun, resmi iş gücünü ülkende çalıştırırsın. İş gücünü bir ülkeye getirmenin hem evrensel hem ülke hukukunda yeri var.
Ama Türkiye‘de, gelecekte hesabını veremeyecekleri kötü bir uygulamayla, ardına kadar kapıyı açarak ve de altını çizeyim, Suriye‘de veya Irak‘ta başta olmak üzere, orada yaşanan birtakım karışıklıkları, Türkiye Cumhuriyeti Devleti‘nin dünyadaki dış ilişkilere bakışına ters bir biçimde, iç işlerine müdahale edecek şekilde yöneterek, göçü de tetiklemişiz.
“Göçü Tetikleyen Bir Duruma Getirdik”
Kendi güvenliğiyle ilgili bir tehdit varsa, güvenlik tehdidini ortadan kaldıracak tedbirler alırsın, o ayrı bir şey. Ama biz bu çizgiyi aşarak, başka bir evrede dış politika yöneterek, yürüterek göçü de tetikleyen bir duruma getirdik.
Türkiye‘yi, ‘Orta Doğu‘yla aramızda bir duvar olsun, kalanlar orada kalsın, buraya geçmesin bize yeter…’ Böyle bir şey olmaz. Başaramazsın.
Aynı şekilde o mülteci akını, şimdi Avrupa‘nın sokaklarında da var. Bu bağlamda evrensel zemine taşıyarak, dünyanın farklı kurumlarında bu işi tartıştırarak çözüm bulmamız gereken bir konudur. Ama insanı konuşuyoruz. Öyle atıp tutmakla, asıp kesmekle bu işler olmuyor.
“Almanya, Türkiye’yi Kıskanıyor Mu?”
Kesinlikle bir kere kıskanılacak bir topraklarda yaşıyoruz. Türkiye’miz cennet. Başka bir ülke. Ama biz ülkemizin hak ettiği değerde bir yönetimle ya da orayı koruyan, geliştiren, dünya ölçeğinde hak ettiği yere taşıyan bir seviyeye taşıma konusunda başarılı olamadık.
Bugün 8 bin dolarlarda, 9 bin dolarlarda kişi başı milli geliri konuşuyorsak, bizim suçumuz var. Bizim topraklarımız paranın ilk defa gezdiği topraklar, basıldığı yer. Ticaretin ilk defa yapıldığı yer.
Kültürün, sanatın, dilin, yazının icat edildiği yerdeyiz biz. Doğusuyla, batısıyla, güneyiyle, kuzeyiyle felsefenin, tarihte ne varsa aslında var olduğu yerde yaşıyoruz. Dünyada başka bir örneği yok.
İlk 500 üniversite arasına üniversite sokamıyorsak, bilimde, icatta ya da patentte, teknolojide, sanayide, eğitimde, kültürde, sanatta milletçe hak ettiğimiz yerde değiliz.
Sorumluyuz. Cumhuriyet‘e sorumluyuz. Binlerce yıllık Anadolu‘nun medeniyetlerine karşı sorumluyuz. Milletimize karşı sorumluyuz. Atatürk‘e karşı sorumluyuz. Hayatını feda etmiş nice liderlerimiz, güzel insanlarımıza karşı sorumluyuz. O bakımdan biz, şu anda kıskanılacak durumda değiliz.”
Daha Fazla Siyaset Haberi Okumak İçin Tıklayın!