Armağan Çağlayan: “Çekişmeli Boşanma Davalarına Girmeyi Çok Seviyorum”
Armağan Çağlayan: “Çekişmeli Boşanma Davalarını Severim, Kadınlar İçin Ücretsiz Avukatlık Yapıyorum!”
Ünlü yapımcı, avukat ve YouTuber Armağan Çağlayan, konuk olduğu “Aslı Şafak’la İşin Aslı” programında hayatına dair samimi açıklamalarda bulundu. Boşanma davalarına olan ilgisini dile getiren Çağlayan, avukat tutma imkânı olmayan kadınlar için ücretsiz avukatlık yaptığını belirtti.
“Televizyona Denize Düşen Yılana Sarılır Gibi Başladım”
Televizyon dünyasına giriş sürecini anlatan Çağlayan, avukatlık yaparken sektöre duyduğu ilgisizliği şu sözlerle ifade etti:
“İşsizdim ve avukatlıktan da hiç haz etmediğim bir dönemde televizyon geldi. ‘Denize düşen yılana sarılır’ misali televizyona başladım.”
“Şimdiki Ebeveyn ve Çocuk İlişkileri Çok Farklı”
Aile ilişkileri hakkında da çarpıcı açıklamalarda bulunan Çağlayan, ebeveynleriyle arasındaki mesafeli tutumu şu sözlerle anlattı:
“Ben hayatım boyunca anneme ‘Anneciğim’, babama ‘Babacığım’ demedim. Şimdiki ebeveynler ve çocuklar arasındaki vıcık vıcık ilişki bizim zamanımızda yoktu. Biz daha mesafeliydik.”
“Babamın Ölümü Büyük Bir Travma Olmadı”
2009 yılında babası Fikret Çağlayan’ı Alzheimer nedeniyle kaybettiğini belirten Çağlayan, uzun süren hastalık sürecinin yas sürecine olan etkisini şu sözlerle dile getirdi:
“Babam 9 yıl boyunca hastaydı ve kimseyi tanımıyordu. Zaten hayatımızdan çıkmış gibiydi. O yüzden ölümü benim için büyük bir travma olmadı.”
“Boşanma Davalarını Severim, Kadınlar İçin Ücretsiz Avukatlık Yapıyorum”
Hukuk geçmişine rağmen avukatlıktan keyif almadığını belirten Çağlayan, sadece boşanma davaları konusunda aktif rol aldığını söyledi:
“Ara sıra avukatlık yapıyorum. Çekişmeli boşanma davalarını çok severim. Maddi durumu olmayan kadınlar için ücretsiz avukatlık yapıyorum.”
“Başıma Bir Şey Gelse Bakacak Kimsem Yok”
Hastalık ve yaşlılık konusundaki endişelerini paylaşan Çağlayan, huzurevi fikrinden vazgeçtiğini ve yalnız kalma korkusunun arttığını belirtti:
“Eskiden huzurevine giderim diye düşünüyordum ama teyzem orada çok mutsuz. Şimdi istemem. Gelecek korkusu daha da arttı, çünkü başıma bir şey gelse bakacak kimsem yok.”
“Türk Dizilerine Olan İlgi Azalınca Sektör Bitecek”
Televizyon sektörünün geleceği hakkında çarpıcı açıklamalarda bulunan Çağlayan, dizilerin artık Türk izleyicisi için değil, yurt dışı pazarı için yapıldığını vurguladı:
“Dünyadaki ülkeler Türk dizilerine doyduğunda bu sektör bitecek. Artık hiçbir yapım yerli izleyici için yapılmıyor. Diziler, ‘Bunu Güney Amerika alır mı? Arap dünyasında satar mı?’ diye çekiliyor.”
“Televizyon Ölüyor Mu?”
Dijital platformlar ve televizyon arasındaki rekabet hakkında konuşan Çağlayan, geleneksel televizyonun reklam gelirlerini kaybettiğini belirtti:
“Televizyon tamamen yok olur diyemem ama reklam gelirleri dijitale kaydığı sürece bu kadar çok kanalın ayakta kalması zor. Dijital platformlar daha ucuz ve daha hedef odaklı reklam sunuyor. Geleneksel TV bu yüzden kan kaybediyor.”
Dijital platformlardaki içeriklerin televizyon dizileriyle benzerliğine dikkat çeken Çağlayan, bu durumun izleyicileri abonelikten uzaklaştırdığını söyledi:
“Dijital mecra çılgınlığı yaşadık ama oraya bakıyorum, televizyonda yapılanın aynısını yapıyorlar. Ben neden sana üyelik parası vereyim? Bana farklı bir şey sunmalısın.”
Daha Fazla Haber Okumak İçin Tıklayın!