Tencerenin İçinde Kaynayan Tek Şey: Enflasyon!
Tencerenin içinde kaynayan tek şey enflasyon! Gıda fiyatları artarken, mutfakta ne pişecek? Enflasyonun etkileri giderek derinleşiyor.
Sevilen ekonomist ve yazar Dr. Şeref Oğuz, “Tencerede Dert Kaynarsa…” başlıklı yazısında, gıda enflasyonunun etkilerini ele aldı. Artan maliyetler ve daralan bütçelerle birlikte, yemek tariflerinden et ve benzeri pahalı gıdaların çıkarılmasına odaklanıldığını belirten Oğuz, bu durumun tüketici alışkanlıkları üzerindeki etkilerine dikkat çekti.
Yazısında, gıda enflasyonunun hane halkını nasıl daha düşük maliyetli alternatiflere yönlendirdiğini ve insanların yeni bir beslenme rutini oluşturmaya başladığını vurgulayan Oğuz, bu ekonomik dönüşümün aile bütçeleri ve toplum üzerindeki yansımalarını da değerlendirdi. Oğuz, aynı zamanda gıda fiyatlarının gelecekteki trendlerini ve bu sorunun çözülmesi için atılması gereken adımları da ele aldı.
“Hane halkının geliri aynı oranda artmıyor”
“Gıda enflasyonuyla baş edebilmek için yemek tariflerinden et ve benzeri yüksek maliyetli gıdaları çıkarmaya başladık. Tencerenin içeriği değişti ama enflasyonun içeriği hep aynı: üretimsizlik.” diyen Oğuz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gıda enflasyonu ile yemek yemeye başladığımızdan bu yana menüleri küçülttük, malzemeleri eksilttik yeni bir beslenme rutini belirledik. Zeytinleri bile tane ile satın alır olduk. Peki, yetti mi? Hayır, çünkü gıda enflasyonu hız kesmiyor. Ancak hane halkının geliri aynı oranda artmıyor.
Taze sebze ve meyvelerin fiyatları katlandı artış gösterdi. Enerji fiyatları da öyle… İşlenmiş gıda fiyatları ise adeta uçuyor. Yıllık bazdaki bu yüksek artışlar sofraların yiyecek kalitesini dip noktalara çekti. Tarım politikalarımızın yetenekleri, soframızdaki malzemelerin de belirleyicisi durumunda…
“Marketler üzerinden enflasyonu düşüremeyeceğimizin farkındayız”
Yer yer gıda fiyatlarından yakınırken marketleri gündeme getirdik. Marketler üzerinden enflasyonu düşüremeyeceğimizin farkındayız oysaki. Enflasyonla mücadeleyi tarlada, fabrikada, değer zincirinde vermemiz gerekirken, biz soğan mağarası, market basmayı tercih ettik. Zaptiye yöntemlere daldık.
Aslında bu cennet vatan, kendisi dâhil civar coğrafyasını besleyecek potansiyelde olmasına rağmen, arazi bütünleştirememekten, üreticiyi örgütleyememekten, hal, perakende yasaları güncelleyememekten, girdi fiyatlarını düşürememekten, planlı teknolojik üretimsizlikten bu halde…
Gıda Enflasyonuna Dair İki Kritik Soru ve Yanıt!
“Zorunlu tüketim malları?
Onlar da enflasyondan etkilenir, zira enflasyon dokunduğu her alanda erime yaratan bir kezzap gibidir. Ne zorunlu mal dinler, ne hayatın en zaruri ihtiyaçlarını… Her alanda erimeye işaret eder. Ancak zorunlu tüketim mallarına piyasa kontrolü, rekabet düzenlemesi ve sıkı denetim şarttır.
Bu dönemde enflasyon?
Enflasyon zorunlu olarak yaşadığınız bir birlikteliğe dönüştüğünde; kalitesiz hayata, refahsız büyümeye, şişen fiyatlara maruz kalırsınız. Enflasyonla savaş, etiketler üzerinden değil, tarlada, fabrikada, üretimde verilir. Bizim bu süreçte üretimi arttırmaktan başka çıkar yolumuz yoktur.
“Fiyat zammını algıdan uzak tutmanın enflasyona faydası yoktur”
Tüketiciye gramaj azaltarak, daha küçük paketlerle enflasyona yönelik çözümler yaratan markalar, büzülerek resesyon etkisini azaltmaya çalışıyor. Bir mutfak sepetinin aynı ürünlerle maliyetini düşürmenin yolu, ürünlerin yarısını almak haline gelmeye başladı.
Alışveriş davranışları değişiyor. Pahalı ürünler için yeni satış politikaları geliştiriliyor. Zira sepetten ilk çıkarılacaklar arasında yer alıyorlar. Bir sepetteki en yüksek fiyatlı ürün olmayı kimse istemiyor artık. Ürünü küçültüp fiyatı artmamış hissettirmek bir anlamda tüketiciyi aldatmak aslında.
Shrinkflation (ya da büzüşme enflasyonu), bir ürünün fiyatının aynı kalması durumunda, ürünün miktarının ya da kalitesinin azalması anlamına geliyor. Bu durumda, bir ürün için ödenen miktar aynı kalırken, gerçek değeri azalıyor. Fiyat zammını algıdan uzak tutmanın enflasyona faydası yoktur.
Neticede shrinkflation (Gramajı azaltıp fiyatı aynı tutmak) marka güven kaybıdır. İtibarı olumsuz etkiler. Maliyettir. Ürün kalitesi düştüğünde rekabet avantajı kaybıdır.”
Şeref Oğuz’un Yazısını Okuyabilmek İçin Tıklayın!
Tüm Köşe Yazılarına Ulaşmak İçin Tıklayın!