Türkiye’de Yeni Dönem: Yeniden Demokratikleşme

Terörsüz Türkiye Süreci Yeni Anayasayı Gündeme Taşıdı: Prof. Dr. Serap Yazıcı Özbudun İle Konuşan Dilek Güngör Yazdı.
Türkiye’de yeni anayasa tartışmaları yeniden gündeme gelirken, yazar Dilek Güngör, dikkat çeken bir yazıya imza attı. Gelecek Partisi’nden istifa ederek AK Parti’ye geçen ve parlamenter sistemi destekleyen Prof. Dr. Serap Yazıcı Özbudun ile görüşen Güngör, 1921 Anayasası, vatandaşlık tanımı ve terörsüzleşme sürecine dair çarpıcı değerlendirmeleri okuyucularına aktardı.
1921 Anayasası üzerinden yapılan tartışmalara Dilek Güngör’den yanıt
Dilek Güngör, köşe yazısında muhalefetin 1921 Anayasası üzerinden yürüttüğü söylemlere değindi. Özellikle Kemalist kesimin son günlerde kamuoyunda kafa karışıklığına neden olacak açıklamalarda bulunduğunu ifade eden Güngör, bu söylemlerin PKK’nın fesih bildirisinde yer alan “1921 Anayasası” övgüsü ve “1924 Anayasası” eleştirisinden beslendiğini belirtti.
“1921 Anayasası özerklik içeriyor mu?”
Dilek Güngör, 1921 Anayasası‘nın içeriğine açıklık getirmek için, 2007’de AK Parti’nin anayasa taslağını hazırlayan akademik heyetin içerisinde yer alan Prof. Dr. Serap Yazıcı Özbudun ile görüştüğünü ifade etti.
Özbudun’un aktardığına göre, 1921 Anayasası 23 maddeden oluşan geçici bir anayasa olup, Ankara’da kurulan yeni devletin yasama ve yürütme yapısını belirlemek amacıyla kaleme alındı. Anayasanın temel hak ve özgürlüklere dair düzenlemeleri içermediğini vurgulayan Özbudun, 11. maddedeki “vilayetlerin tüzel kişiliğe sahip ve özerk olacağı” ifadesinin kapsamına da açıklık getirdi.
Güngör’ün aktardığına göre Özbudun, bu maddenin genel hizmetlerden bağımsız bir özerklik tanımadığını ve yalnızca yerel hizmetleri kapsadığını ifade etti. Meclis görüşmeleri sırasında bu konuda açık bir çerçevenin çizildiğini belirtti.
Anayasa’da vatandaşlık tanımı nasıl olmalı?
Dilek Güngör, yazısında anayasa değişikliğinde en çok tartışılan konulardan biri olan vatandaşlık tanımına da yer verdi. Prof. Dr. Serap Yazıcı Özbudun’a göre mevcut Anayasa’nın 66. maddesinde geçen “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür” ifadesi hem devletin resmi adının eksik kullanılması hem de etnik köken ile hukuki bağ arasında kurulan ilişki nedeniyle eleştirilebilir.
Güngör’e göre, Özbudun bu maddenin daha kapsayıcı bir dille şu şekilde düzenlenmesini öneriyor:
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkese Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşı denir.”
Bu ifadenin hem devletin doğru adını içereceğini hem de farklı etnik grupların hassasiyetlerini gözeteceğini belirtiyor.
“Terörsüz Türkiye” yeni bir demokratikleşme hamlesi olabilir
Dilek Güngör yazısının devamında, Türkiye’nin yeni bir demokratikleşme dönemine girebileceğine dikkat çekiyor. AK Parti’nin 2002’de iktidara geldiğinde başlattığı reform sürecine vurgu yapan Güngör, Gezi olayları, 17-25 Aralık, 15 Temmuz darbe girişimi ve Suriye’deki terör gelişmelerinin bu süreci kesintiye uğrattığını ifade ediyor.
Güngör’e göre, PKK’nın silah bırakmasıyla birlikte Türkiye’de yeniden gözler sivil anayasa ve demokratikleşme adımlarına çevrilecek.
Daha Fazla Haber Okumak İçin Tıklayın!
Daha Fazla Siyaset Haberi Okumak İçin Tıklayın!
Son Dakika Haberleri İçin Tıklayın!
Tüm Köşe Yazılarına Ulaşmak İçin Tıklayın!